Edebiyat Dergisi Yağmur'un İlk Verimi: Beyan
Yağmur Dergisi'nde yayınlanan 'başyazı'lar, geçtiğimiz günlerde, "Beyan" adıyla kitaplaştırıldı.
Böylece, başyazılardan oluşan eserler dokuzuncu kitaba ulaşmış oluyor. Beyan, her biri heyecanla beklenen ve birer tefekkür penceresi sayılabilecek başyazılardan oluşması bağlamında Çağ ve Nesil serisinin bir uzantısı olarak görülebilir; ancak,içerdiği yazıların bir edebiyat dergisi kapsamında daha özel konulara yoğunlaşması bakımından Yağmur serisinin ilk kitabı olarak adlandırılmış. Kitaptaki yazılar –ilk bakışta– iki bölümde ele alınabilir: Yağmur'un yayın hayatına başlamasıyla neredeyse özdeşleşen ve kitaba da adını veren 'Beyan' adlı unutulmaz başyazının yanı sıra Fethullah Gülen Hocaefendi'nin edebiyat, dil, düşünce, aşk, güzellik gibi belirli konulara odaklanan başyazılarından oluşmuş birinci bölüm ve Çağ ve Nesil'lerden yabancısı olmadığımız, "vilâdet", "kalb ve ruh ufku", "mübarek bir coğrafya"daki ve dünyadaki tarihî dönüşümler, ramazan gibi kavramlar ekseninde kurulmuş ikinci bölüm.
Kuşkusuz, 'bize ilk geldiği kaynaktan hep çeşniler sunan' bu yazılar, bir yandan alışageldiğimiz dil, üslup özellikleri ve yol göstermelerle zihinlerimizi bilerken bir yandan da her zamanki duruluğu, içtenliği ve imâlarıyla gönül eğitimimize katkı sağlıyor. Aklın karşısında kalbi önceleyen tavrı, bizi zorlu bir tefekkür yolculuğuna davet etmesine engel olmuyor. Kitabın belki de en önemli özelliği, bağımsız olarak düşünüldüklerinde değerleri mâlum olan bu yazıların bir araya geldiklerinde oluşturdukları bütünlük olarak görülebilir. Yazıların dizilişindeki beyan, edebiyat, dil, düşünce, güzellik, aşk şeklindeki sıralama bir anlamda buna işaret ediyor. Beyan, kendisini Çağ ve Nesil kitaplarından farklı kılan noktada okuyucularına, öznel okuma serüveninin verdiği lezzetin yanında, kültüre, dile, edebiyata, şiire dair ölçüler veriyor. Edebiyattan ne anlamamız gerektiğinden gündelik dilin konumuna, şiirde geleneğin işlevinden dil ve düşünce ilişkisine uzanan bir zihin haritasında yol gösteriyor. Estetiğin temel kavramı olan güzellikle, edebiyatın birincil beslenme alanı aşka dair özgün saptamalarda bulunuyor. Sonra söz dönüp, her zaman olduğu gibi, bütün sözlerin çıkış noktası olan o eskimez, yıpranmaz hakikat kaynağına geliyor.
Fethullah Gülen, yıllar önce Ufuk Turu'nda, "sanat telakkimizi yazmayı düşündüğümüzde Jules Verne gibi konuşarak, şimdilik bizim cephe, böyle bir seyahate muktedir değil." deyip yazmaktan vazgeçtiğini söylemişti. Beyan, bu konuda bir işaret olarak değerlendirilebilir. İçinde gurbetin, hem varoluşsal hem dünyevî anlamda, yakıcı biçimde duyulduğu bu yazılar böylece, ucunun hangi güzelliklere bağlanacağı az çok kestirilebilen bir zincirin ilk halkasını oluşturuyor. "Bütün güzellikler, bizi alıp aşkınlığa yükseltmek, maddenin dar mahbesinden kurtararak, kaynağın enginliğine ulaştırmak için vardır." deniyordu bir yazıda. Beyan, tastamam bunu yapıyor. (M. İlhan Atılgan)
- tarihinde hazırlandı.