Kur'an ve Sünnet'te Geçmeyen Tasavvufî Tabirler
Tasavvufla Alâkalı İki Önemli Hata
Bu mevzuda önemli hatalar yapılıyor. Bir grup, Şeriat'ı ihmal ve onu sanki gereksiz bir seremoni gibi görmekle hata ediyor. Yine Tasavvuf grupları içinde, bugün yapılan en büyük hatalardan biri de, menkıbe kahramanı olmak varken, geçmiş büyüklerin menkıbeleriyle avunmaktır. O menkıbeler, insanları aynı ufka şahlandırabildikleri ölçüde faydalıdır; yoksa birer avunma, birer teselli, birer anlatma vasıtası olarak nakledildikleri sürece, fayda değil, zarar getirir. Hata yapan diğer grup ise – bunu bilhassa Vehhabilik'te görüyoruz – Tasavvuf adına her şeyi ya şirk telâkki ediyor, ya da Hind'den, İran'dan, başka dinlerden ve geleneklerden alınmış görüyor. Halbuki, bu dinlerin hepsinde, hak dinden kalmış unsurlar vardır. İkinci olarak, 'dîk-ı elfaz' dediğimiz kelime kıtlığı, uygun tabir bulamamadan dolayı, farklı din veya geleneklerde bazı manâlar için aynı kelimeler kullanılmış olabilir. Ancak, ehl-i tasavvufun o lâfızlara yüklediği manâya ve onların hayatına bakmak lâzım. Böyle yapılmayıp da, lâfızlara takılarak, Tasavvuf'u Hind'e, Çin'e, İran'a bağlamak, bu mevzuda yapılan bir diğer büyük hatadır.. ve bu hatalar küçümsenmemelidir."
- tarihinde hazırlandı.