Kesin Bilgiye Dayanma ve Yalan
Daha sonra, İşârâtü'l-İ'câz adlı kitaptan, "yalan"la ilgili bir yeri okudular. Burada, (az sadeleştirme ile) şöyle denmektedir:
Münafıkların azaplarının, diğer cinayetleri arasında yalnız yalan ile vasıflandırılması, yalanın ne kadar çirkin olduğuna işarettir. Bu işaret dahi, yalanın ne kadar tesirli bir zehir olduğuna sâdık bir şâhiddir.
Yalan, küfrün esasıdır.
Yalan, nifakın birinci alâmetidir.
Yalan, İlâhî Kudret'e bir iftiradır.
Yalan, Rabbânî hikmete zıttır.
Yüksek ahlâkı tahrip eden, yalandır.
Âlem-i İslâm'ı zehirleyen, ancak yalandır.
Yeryüzünü fesada veren, yalandır.
İnsanlığı kemalâttan geri bırakan, yalandır.
Müseylime-i kezzâb ile benzerlerini âlemde rezil ve rüsvay eden, yalandır.
İşte bu sebeplerden dolayıdır ki, bütün cinayetler içinde lânetlenmeye, tehdide en önce müstahak görülen yalan olmuştur.
Bu âyet, (Yalan söyleyip durmalarından dolayı, onlar için elemli bir azap vardır. 2:10), insanları, bilhassa Müslümanları dikkate davet eder.
…
Hülâsa, yol ikidir:
Ya sükût etmektir; çünkü, söylenilen her sözün doğru olması lâzımdır…
Veya sıdktır; çünkü, İslâmiyet'in esası sıdktır.
İmanın, ana husûsiyeti sıdktır.
Bütün kemalâta ulaştıran esas, sıdktır.
Yüksek ahlâkın hayatı, sıdktır.
Her türlü terakkînin mihveri, sıdktır.
Âlem-i İslâm'ın nizamı, sıdktır.
İnsanlığı, kemalât kâbesine ulaştıran, sıdktır.
Ashâb-ı Kiram'a bütün insanların üzerinde mevki kazandıran, sıdktır.
Muhammed-i Haşimî aleyhissalâtü vesselâm'ı beşerin ulaşabileceği mertebelerin en yükseğine çıkaran, sıdktır."
- tarihinde hazırlandı.