Hizmet Hareketi neden bölünemiyor?

Türkiye’de tek İslami güç olarak kalmayı arzulayan Erdoğan zihniyeti birçok tarikat ve cemaatin üzerinden silindir gibi geçti; bir kısmının önünü açarak kendine bağladı, bazılarının arasına fitne sokarak küçülttü, önemli bir kesimini de akıl ve algı oyunlarıyla, kendisinin İslâm’ı temsil eden bir idare olduğuna inandırdı.

Erdoğan zihniyetinin önünde engel (!) olarak gördüğü tek bir hareket vardı: Dünyaya mal olmuş, doğusundan batısına kuzeyinden güneyine Türkiye halkıyla etle tırnak haline gelmiş Hizmet Hareketi.

Bunun çok iyi farkında olan Erdoğan, iktidarının başından itibaren, hiç hazzetmese de, Hizmet Hareketi’yle beraber göründü; çünkü muktedir olabilmek için gerekli bürokratik kadrodan mahrum bulunan Erdoğan’ın çıkarı bunu zaruri kılıyordu. Bunun çok iyi farkında olan zihniyet, içi içini yese de, Hizmet Hareketi’ne açıktan cephe al(a)madı.

Türkiye’de, Hizmet Hareketi’nin açık desteğiyle kırılan vesayet zincirleri Erdoğan iktidarına altından bir fırsat sunmuştu. Ülkemizin dünya standartlarını zorlayan bir konuma gelmesinin önünde hiçbir engel kalmamıştı.

Ancak Erdoğan iktidarı ülkeden çok kendini düşünüyordu; bu zihniyet için, kişisel menfaatler ülke menfaatlerinin çok önünde geliyordu; ülke için bir şeyler yapılacaksa da bunu gerçekleştiren muhakkak ve muhakkak Erdoğan ve yanındakiler olmalıydı!

Amaç kişisel kazanım olunca ülkenin çıkarları bu yolda bir araç haline geldi. On yıllardır teröre, yıllardır vesayete karşı verilen mücadele hiç olmamış gibi davranılarak karanlık dehlizlerde kirli anlaşmalar yapıldı. Varılan mutabakatlar daha dün vatan için yüreğini ortaya koyanların ‘düşman’ safına konulmasına neden olmuştu.

Bu noktada, Erdoğan’ın, Hizmet Hareketi için yıllardır içinde biriktirdiği kin, öfke patlamalarına dönüştü; Erdoğan’ın yapamadıklarını on yıllardır Allah’ın inayetiyle yürüten Hizmet Hareketi bugün de Erdoğan’ın çıkarlarını tehdit eder hale gelmişti. Ve bu açık tehdit (!) ne olursa olsun bitirilmeliydi!

Bunun çok da kolay olmadığını bilen Erdoğan, Hizmet Hareketi’ni bölüp parçalayıp öyle yok etmeyi denedi; ancak bütün çabalar boşunaydı. Devletin bütün gücünü, medyanın büyük bir kısmını kontrol eden Erdoğan’ın canhıraş gayretleri, Hizmet Hareketi’nden, kayadan ufacık bir toz zerresi koparabilen rüzgâr kadar başarılı olamadı.

Peki neden? Hizmet Hareketi olağanüstü çabalara rağmen neden bölünemedi? Şimdi maddeler halinde bunu anlamaya çalışalım:

1- Hizmet Hareketi’ne gönül verenlerin temel motivasyonu Allah rızası; yapılacak bir şeyden Allah razıysa, bundan rahatsız olanların ne yapıp diyeceği onları çok ilgilendirmiyor.

2- Hizmet Hareketi’nin kökü Risale-i Nurlara dayanıyor ve hareket, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Risalelerden süzülen yetmiş küsur kitabı istikametinde neşv-ü nema buluyor. Yani Hizmet Hareketi’nin yol ve esasları günü birlik karar ve adımlara dayanmıyor.

3- Hareketin her bir gönüllüsü inandığı için harekete destek oluyor, onları zorlayan farklı bir irade söz konusu değil.

4- Hizmet’e destek olanlar almaktan çok vermeyi fıtrat haline haline getirmiş; maddi- manevi fedakârlık hareket mensuplarına daha bir coşkuyla koşturma gücünü veriyor.

5- Son olaylarda da gördüğümüz üzere (Özellikle Ekrem Dumanlı Bey’in gözaltına alınması esnasında) hareketin sevdalıları arasında derin bir muhabbet var; bu sevgi “Yâ Rab! Beni bu kardeşlerimle haşir et ve Cennet’te de yine bunlarla birlikte eyle!” diyecek kadar kavi.

14 Aralık tarihli talihsiz operasyon bu sevgi ve bağlılığı daha da pekiştirmiş durumda. Zaman Gazetesi’nin artan tirajı, Samanyolu Televizyonu’nun yükselen reytingi safların daha da genişleyip sıklaştığının ayrı bir göstergesi.

Erdoğan yoğun gayretlerinin sonunda Hizmet Hareketi’ni bölemeyeceğini anlayınca Camia’nın bütün gönüllülerini hedef tahtasına oturtmuştu; dünyanın bir ucunda ülkesinin bayrağını dalgalandıran, dininin sıcaklığını farklı milletlere duyuran binlerce muhacir bile Erdoğan’ın öfkesinden nasibini almıştı.

Bu öfke siyasetin kontrolüne girdiği ayan bir yargı marifetiyle cinnete dönüştü.

Yaşanan olanca karanlığa rağmen dileğimiz, tarihe millet vicdanında derin yaralar olarak geçecek bu cinnet sürecinin bir an önce sona ermesi.

Talihsiz sürecin aktörlerinin, Hizmet’in her bir gönüllüsünün yüreğinin yutulamayacak kadar büyük olduğunu, menfaatlere dayanan hareketler gibi kolayca bölünüp parçalanamayacağını artık anlamaları gerekiyor.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.