8 Mayıs 2015 tarihli köşe yazıları
8 Mayıs 2015 tarihinde Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet hareketi hakkında yazılı basında çıkan köşe yazılarından seçmeler…
Fethullah Gülen Hocaefendi’de kalb ve kalbin derinlikleri
İnsanın insanla hedeflenen mânâ ölçüsünde kemâlini bulması, onun beden, cismaniyet ve akl-ı meâşına rağmen, kalbinin emrinde olup ruhunu dinlemesine bağlıdır. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin kalb ve kalbî hayat hakkındaki yaklaşım ve mütalâalarını iki ana kategori içinde değerlendirmaek mümkündür. Birincisi, onun Rabbanî lâtife de denen ve kendi deyimiyle “insanın mânevî varlığının ifadesi”1 olan kalb hakkındaki söz örgüsüdür. O birçok yazısında bu hususu işlemiş ve konu hakkında söz söyleyen bazı âlimlerin fikirlerini de referans alarak kalb, kalbin buud ve derinlikleri ve onun işlevleri üzerinde durmuştur. Bu kategori ile alâkalı değerlendirmelerini başka bazı kitaplarında da belirtmekle beraber esas olarak “Kalbin Zümrüt Tepeleri” adını verdiği dört ciltlik eserinde bir araya getirmiştir ki bu eser üzerinde ileride durulacaktır.
Mehmet Şeker’in “Fethullah Gülen Hocaefendi’de kalb ve kalbin derinlikleri” başlıklı yazısı
Bütün cemaatler hedefte itirafı
MGK toplantılarına katılan bir bakan olarak Arınç’ın sözleri, sadece Cemaat’in değil bütün dini cemaatler ve tarikatların da hedef olduğunu ve olabileceğini teyit ediyor… Hükümet kendi eliyle bilinçli veya bilinçsiz şekilde “Yasal görünümlü yasa dışı paralel yapılar” diyerek “İrtica” maddesini geri getirmiş oldu.
Erhan Başyurt’un “Bütün cemaatler hedefte itirafı” başlıklı yazısı
Var mı içimizde Allah’ın dediği olmaz diyen?
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin misali içinde oturma, kalkma konuşma gibi günde binlerce defa tekrar ettiğimiz sıradan işlerin ötesinde hayatın her safhasında milletin, ümmetin ve insanlığın bugün ve yarın kaderini etkileyecek nice devasa işlere, plan ve projelere “Acaba Allah ne der?” diye düşünmüyoruz.
Ahmet Kurucan’ın “Var mı içimizde Allah’ın dediği olmaz diyen?” başlıklı yazısı
Evet Reis Bey, o sarık leke kabul etmez!
Camiye giden, namaz kılan ve Diyanet’i eleştirme hakkı olan bir Müslüman olarak söylüyorum. Elinde hiçbir delil, belge olmadan, havuz medyasının ürettiği tezviratı gerçek gibi takdim edip hizmetin politikleştiğini söylüyor Reis bey. Kırk yıldır devam eden masumane hizmetin bir anda dünyevi ve siyasi bir güce dönüştüğü iftirasını atıyor. Bir kişinin tahakkümü altındaki din anlayışından, rüyalardan, gaipten gelen haberlerden bahsediyor hiçbir somut bilgiye dayandırmadan. Arada bir, “Öfke yüklü iftiralar üzerinden fazilet mücadelesi verilmez.” diyerek kendine de nasihat ediyor! Reis bey, maalesef yok olmaya yüz tutmuş itibarını Fethullah Gülen Hocaefendi’yi karalayarak güya kurtarmaya çalışıyor. Ama temiz vicdanlar, Hocaefendi’yi de biliyorlar, ona saygısızca iftira atan nadanları da...
Süleyman Sargın’ın “Evet Reis Bey, o sarık leke kabul etmez!” başlıklı yazısı
AKP’nin Kırmızı Kitap’ı
Kırmızı Kitap, bir yıldır AKP’lilerin dilinde. ‘Cemaat girdi girecek...’. Kaç kez söylendi bu cümle. Havuza kaç kez haber oldu? Önce MGK’da gündeme geldi. ‘Legal görünümlü illegal yapılar’ gibi garip bir ifadeyle. ‘Doğan görünümlü Şahin’ gibi sokak üslubu devlet katına taşındı… Bir zamanlar Kaddafi’nin çok konuşulan Yeşil Kitap’ı vardı. AKP’nin de kutsadığı ve sımsıkı sarıldığı Kırmızı Kitap’ı oldu. Hayrını görsün...
Mustafa Ünal’ın “AKP’nin Kırmızı Kitap’ı” başlıklı yazısı
Askerin Kırmızı Kitap itirazları
Erdoğan, “paralel yapı” ifadesiyle doğrudan Hizmet Hareketi’ni Kırmızı Kitap’a sokmaya çalıştı. Ama “Devletin ana Milli Güvenlik dokümanlarında kişiselleştirmeler yapılamaz” itirazıyla karşılaştı. Böylece 29 Nisan tarihli MGK toplantısında kabul edilen Kırmızı Kitap’a, “Legal görünümlü illegal yapılar” ifadesi girmiş oldu… Türk Silahlı Kuvvetleri geçmişin çok acı tecrübelerinden dolayı, Erdoğan ve etrafındaki dar kadroya çok tarihi bir uyarıda bulundu aslında... Ne yazık ki, Erdoğan bu tarihi uyarıları dinlemeye niyetli görünmüyor. Devletin çok önemli kurumlarını, Anayasa’yı askıya alarak Hizmet Hareketi’nin üzerine göndermeye devam ediyor.
Faruk Mercan’ın “Askerin Kırmızı Kitap itirazları” başlıklı yazısı
- tarihinde hazırlandı.