Milletin İtimadı Sarsıldı

Ne acıdır ki millet, rehberlerinden beklediği bu şeylerin çok azını ya bulmuş ya bulamamıştı, buna karşılık, onlara olan güven ve itimat duygusunu yitirmiş ve yıllardan beri değerli bir hazine gibi ruhunda muhafaza ettiği safvet ve samimiyetini de büyük ölçüde kaybetmişti.

Vazife ve sorumluluklarını gerektiği gibi hissedemeyen rehberler, çok defa şahsiyetlerini ön plâna alarak, verdikleri hizmete heves hendesesinin dışına çıkamadılar ve keyfî, indî ve hissî davranışlardan bir türlü kurtulamadılar. Arzularını fikir sanarak kitleleri, heveslerinin bağrında gelişen çoğu yanlış şeylere davet edip onları şaşkınlıktan şaşkınlığa sürüklediler. Hak ve hakikatın münhasıran kendi ellerinde olduğu zehabına kapılarak, başkalarını ve başka yolları batıl görüp ilhâd ehlinin öteden beri bizlere isnad ettiği bağnazlığı en utandırıcı şekliyle kendi aralarında yaşadı, yaşattı ve Hakk’ın hatırını görmemezlikten geldiler.

Böyle bir durum ise, hayatı, rehberlerini taklitten ibaret sayan halk kitlelerini bütün bütün şaşırttı ve onları bir hezeyan topluluğu haline getirdi.