Milletini Aşağılayanlar
Bu millet, birkaç asırdan beri kendi bünyesinde akıl almaz zıtlaşmalara, anlaşılmaz kutuplaşmalara düşerek, içten içe kendi kendini çürütmüş ve âdetâ düşmanlarının emellerine hizmet eder hâle gelmiştir. Bir kesim, kendisinin sağmal’ı saydığı Anadolu’yu hep horlamış; bir kere olsun gidip orada dolaşmayı, kendi insanı ile görüşüp konuşmayı hiç mi hiç düşünmemiş; onların dünyalarına yükselip onlarla hemhâl olmayı, ruhlarını keşfedip anlamayı aslâ hatırına getirmemiştir. Ara sıra bir kahveci Ali, aşçı Hasan, berber Süleyman’la görüşenler olmuş ise de bu da onların diliyle alay, safvetleriyle istihzâ ve anlayışlarıyla eğlenmek için olmuştur. Bu kesimin insanı, frenk ruhunu tedkikten, batı yakası zevkleriyle sermest olmaktan, Fransız ve İngiliz edebiyatının inceliklerini araştırmaktan, kendi dünyasını düşünmeye, onun insanıyla içli-dışlı olmaya ve onun dertlerini dinlemeye katiyen vakit bulamamıştır! Onun şimdiye kadar ruhuna içirilen terbiye anlayışı; sevimli ve şık matmazellerin, muhterem saintlerin, insanlık hayranı misyonerlerin! Onun demine-damarına işlercesine ruhuna aşıladıkları prensipler, onda öyle bir düşünce yapısı meydana getirmiştir ki, bugün kalkıp kendisine "mü’min!" diye sesleniverseniz, bunu yüzüne savrulmuş en büyük hakaret sayacak ve sizi huzurundan kovacaktır.
- tarihinde hazırlandı.