Dünyadaki Uyum ve İntizam
Evet, canlı-cansız bütün eşyâ birbiriyle o denli uyum içinde ve öylesine bir intizam ve ahenk göstermektedir ki, çok defa onu temâşâ ettiğimizde, kendi kendimize: "Acaba bizim gibi bunların da türlerine göre birer ruhları var da bu münasebet ve bu nizam onlardan mı kaynaklanıyor?" diye düşünürüz. İster nezaretçi melekler gibi birer ruhları olsun ister olmasın, biz onlara ne zaman dikkatlice baksak, hemen, hem birbirleriyle hem de bizimle olan o sıkı münasebetlerini anlar, bir şeyler söylemek istediklerini duyar gibi olur; onların en tatlı mûsıkîlerden daha büyülü sükûtî nağmelerini dinlemeye koyulur, en derin söyleyişlerden daha derin îmâlı suskunlukları karşısında soluklarımızı tutar; uyuyan bir çocuğu uyarma endişesiyle sessizleştiğimiz gibi sesimizi keser, duyup hissettiklerimizi, akıl, mantık ve muhakeme filtresi görmemiş saf mülâhazaların enginlerden engin o geniş alanına salıveririz; salıveririz de artık hayâl hanemizde her nesne âdeta bir kari, bir mugannî, bir kasidehâna dönüşür ve bize ne füsunlu şeyler ne füsunlu şeyler anlatırlar: Kimi eşyâ, hayâllerimizde birer Mevlevî semâzeni gibi canlanır; kimisi bir fasıldan başka bir fasıla geçiş peşrevi yapıyormuşçasına bize ahenk meşk eder; kimisi dudaklarında ney, ruhlarımıza hasret ve hicran günlerimizden derlenmiş yanık besteler sunar; kimisi de bize, gümbür gümbür mehter edasıyla dünyaya kendimizi ifade ettiğimiz îtilâ döneminden güftesiz, bestesiz marşlar dinletir.! Evet hemen her nesne, yeri, konumu, duruşu ve türü adına, farklı îmâ ve işaretlerle mutlaka bize bir şeyler anlatır; biz de, onları dinleyip çözmeye, anlayıp yorumlamaya ve sırlarını sırlarımız gibi duymaya çalışır; hepsiyle hasbıhal eder, hepsini sever, okşar; onları, sevdiklerimizi kucakladığımız gibi kucaklar ya da gider kendimizi onların o sımsıcak iklimlerine salıveririz.
- tarihinde hazırlandı.