Komplo teorilerine hayır!

Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'ye ilginç bir teklifi oldu: “Gülen'in iadesini mi istiyorsunuz, gelin bu darbenin arka planını birlikte araştıralım. Ayrıca Gülen ile ilgili somut delilleriniz varsa bize verin, o zaman icabını yerine getirelim.”

Bunun yanı sıra, “Darbenin arkasında Amerika var” iddiasına karşı da “Bu söylemler, ikili ilişkilerimizi zedeler” şeklinde sert bir açıklama yaptılar.

***

Ben, ne darbe teşebbüsünün Tayyip Erdoğan'ın bir tertibi olduğunu düşünüyorum, ne de Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki, -onların tabiriyle- FETÖcülerin bu kalkışmayı organize ettiği kanaatindeyim. Eğer komplo teorilerine kapılırsak, analiz kabiliyetimizi kaybeder ve gelişmeleri doğru tahlil edemeyiz.

Tayyip Erdoğan'ın bir tertibi olsa, koskoca komutanlar, generaller, ölümü ya da ömür boyu hapsi göze alarak, niçin böyle bir senaryonun parçası olmayı kabul etsinler? Bu hiç mümkün değil…

Gene aynı sebepten dolayı, darbe teşebbüsünü Gülen Cemaati'ne bağlamayı da, yolsuzluk operasyonlarından sonra girişilen Cadı avının bir parçası gibi görüyorum. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ı tehdit ederek, ona, bildiri okutmak isteyen Tümgeneral Mehmet Dişli, Cemaatçi olabilir mi? 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti, 2. Ordu Kurmay Başkanı ve Malatya Garnizon Komutanı Tümgeneral Avni Angun, 7. Ana Jet Üs Komutanı Tümgeneral Emin Ayık, 3. Ordu Komutanı Korgeneral Erdal Öztürk, Konya 3. Ana Jet Üssü Harekât Komutanı Kurmay Albay Mustafa Ertürk… Türk Silahlı Kuvvetlerinin en üst rütbesine kadar terfi etmiş askerler. Tam 70 general ve amiral gözaltına alındı.

***

Bu işi Gülen tezgâhladı, dolayısıyla FETÖcüleri tasfiye edersek, olayı bitiririz diye düşünüyorsanız aldanırsınız. Maalesef, “cumhuriyeti koruma kollama, vatanı kurtarma” şeklinde özetleyebileceğimiz ordunun genetik hastalığı nüksetti. Anlaşılıyor ki, içten içe çürüyen bir yapıyla karşı karşıyayız. Elbette bunda siyasi iktidarın da sorumluluğu var. Rejime yönelik bir tehdit olduğu algısını çok geniş bir çevrede yarattı. Üstelik bu bir algı değil, gerçeğin ta kendisi. Sivil iktidar, fiilen anayasayı askıya aldı. Ne basın özgürlüğü kaldı ne yargı bağımsızlığı… Lakin çözüm, ülkeyi daha da istikrarsızlaştıracak ve kaos ortamına sokacak bir darbe değil. Emir komuta zinciri içinde gerçekleşse dahi, darbeciler, hiçbir zaman ilk gün verdikleri sözü tutmazlar ve arkalarında acıyla, adaletsizliklerle, keyfiliklerle yoğrulmuş bir enkaz bırakırlar. Hele ayakların baş olacağı bir isyan girişiminin muvaffak olduğunu düşünün… 27 Mayıs'ta bu yaşandı. Zaten, o tarihten sonra da, askeri vesayet ülkeye yerleşti, demokrasinin çivisi iyice çıktı.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.