Taşınamayanlar!

Siz pencerenin dışında yağan kara bakıp bu satırları gazetenizden okurken ben de bu karda kışta ev taşıyorum. Taşınmak kolay değil. Bir evden ayrılmak bazen bir dosttan, bir sevgiliden ayrılmak kadar koyabiliyor insana. Zira zaman içinde yaşadığınız yerde eşyalar, duvarlar ve baktığınız manzaralarla görünmez bir bağ kuruyorsunuz. Gözünüz onlara, onlar size alışıyor. Yaşadığınız çevre ile bütünleşiyorsunuz. Sadece bir selam mesafesinden tanıdığınız insanlar bile o sıradan hayatlarınızın ayrılmaz parçalarına dönüşüyor. Bir evi toplayıp eşyalarınızı paketlerken bir dönemin bitip yeni bir dönemin açıldığını da fark ediyorsunuz. Kendi içinizde yeni bir düzenleme, yeni bir yerleştirme yapmak zorunda kalıyorsunuz. Dengeniz altüst oluyor.

Geçen yıl Fethullah Gülen'i Pennsylvania'daki çiftliğinde ziyaret ettiğimde kaldığı binanın hemen yanında büyük yeni bir bina inşa edildiğini gördüm. Bu bina yapılırken Gülen'in şu anda kaldığı eski ahşap binadan buraya taşınması planlanmış. Gelin görün ki Gülen bunu reddetmiş. Bana bu görkemli binayı gezdirenlere "Neden" diye sorduğumda, 'Fethullah Gülen'in yaşadığı ortamdaki eşyalarla arasında kurduğu mistik bağı' uzun uzun anlattılar. Fethullah Gülen sırf bu bağı kaybetmek istemediği için yıllardır kaldığı evde ikamet etmeye devam etmiş.

İster dünyanın bir ucuna gidin, isterseniz aynı şehrin bir semtinden bir semtine ya da aynı çiftliğin içindeki yan binaya geçmeyi düşünün, fark etmiyor... Sonuçta sadece eşyalarınızla değil tüm benliğinizle taşınıyorsunuz.

Dedim ya değişiklik kolay değil. Taşınmak sadece bir mekândan bir başka mekâna eşyalarınızı taşımakla bitmiyor. Kendi içinizde de o mekânı yerleştiriyor ve yavaş yavaş siz de bu yeni yuvanıza yerleşiyorsunuz. Bu yüzden taşınılan evde yatılan son gece geride bıraktığınız bir yaşanmışlığın hüznü omuzlarınıza çöküyor. Yeni taşındığınız evde uyuduğunuz ilk gece ise önünüzde sizi bekleyen yeni bir dönemin heyecanı yakanızı bırakmıyor.

Hadi uyu uyuyabilirsen.