Peygamberimiz'in Risâletini İlânından Sonraki Hayatı da Peygamberliğinin Şahididir

1. Büyük ideal ve yüksek düşüncelerle içi sürekli kaynayıp duran bir insanın, fikirlerini açığa vurmaması, düşünce ve davası paralelinde taraftar toplamaktan uzak kalması düşünülemez.

Biz basit bir fikir ve düşüncemizi bile içimizde tutamayıp, tanıdığımıza-tanımadığımıza intikal ettirmeye çalışırız. İnsan, düşünce ve davasını en canlı ve heyecanlı olduğu gençlik yıllarında yaymaya çalışır. 15-20 yaşlarındaki binlerce, onbinlerce gencin nice bâtıl fikirleri neşretmek için ellerinde bildirilerle gösterilerde ve kanlı hâdiselerde nasıl mücadele ettiklerine bütün dünya tarihi şahittir. Oysa, Nebiler Sultanı (sallallâhu aleyhi ve sellem) davasını tebliğe 40 yaşında başlamıştır: Demek ki, O, bir emir altında hareket ediyor ve kendisine emredileni yapıyordu...

2. Bir insanın, çeşitli muvaffakiyetler, zaferler, malî imkânlar ve makamlar elde ettikten sonra hiç değişmemesi, onun yüce ve yüksek ahlâkını, doğruluk derecesini gösterir. İşte, O'nun peygamberlikten önceki ve sonraki güneş gibi parlak ve apaçık hayatı! Evet, O'nun en büyük zaferler ve fetihlerden sonra bile bakışının bulanmaması, başının dönmemesi, fonksiyon ve vazifesini başladığı gibi bitirmesi peygamberliğinin delili değil de ya nedir?