4 Mayıs 2015 tarihli köşe yazıları

4 Mayıs 2015 tarihinde Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet hareketi hakkında yazılı basında çıkan köşe yazılarından seçmeler…

Erdoğan’ın Cemaat’e iyiliği

Erdoğan’ın Gülen Hareketi’ne yönelik kanun kural tanımayan cadı avı sonrası Cemaat kendini yeniden konumlandırdı. Artık ‘gerçekten küresel bir hareket’ olmaya doğru gidiyor. Bu yüzden Erdoğan’ın yok etmeye çalıştığı Cemaat’e aslında iyilik yaptı.

Adem Yavuz Arslan’ın “Erdoğan’ın Cemaat’e iyiliği” başlıklı yazısı

Nefreti körükleyen söylemler soykırım ve insanlık suçu tartışması

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hizmet Hareketi’ni kastederek “Bu örgütün içerisinde yer alanların hepsinin A’dan Z’ye tabii ki bedelini ödemesi lazım. Ya bu devletin varlığını kabul edecekler ya da YOK OLACAKLAR.” şeklindeki bu minvalde ilk açıklamaları değil. Başbakan olduğu dönemde de “Köklerini kazacağız”, “Bunlara su bile yok”, “Cadı avıysa, biz bu cadı avını yapacağız” gibi çok ağır ifadeler kullanmıştı. Erdoğan’ın bu sözlerini hükümet üyeleri ve AK Parti’nin önde gelen isimleri de farklı tonlarda tekrarladı. Hizmet Hareketi mensuplarına yönelik “Haşhaşi”, “hain”, “casus”, “virüs”, “sülük” ve Hocaefendi’ye yönelik de “sahte peygamber”, “âlim müsveddesi” gibi ağza alınmayacak nefreti körükleyen ve bir grubu hedef gösteren sayısız açıklamalar dile getirilmişti.

Erhan Başyurt’un “Nefreti körükleyen söylemler soykırım ve insanlık suçu tartışması” başlıklı yazısı

Kurtuluşun anahtarı

Şu kadar ki, 17-25 Aralık sürecin bazen bir AKP-Cemaat kavgası gibi görülmesi, yer yer, zaman zaman veya bazılarınca bir “magazinel-aktüel” mesele gibi ele alınabilmesi, kaydedilmesi gereken bir hata. Küreselleşen dünyada nasıl Hizmet bütün dünya sathına yayılmışsa, böyle bir dünyada Türkiye’nin, dolayısıyla bölgenin, dolayısıyla dünyanın bugününü ve geleceğini derinden etkileyecek bir mücadele de Türkiye’ye has ve basit bir AKP-Cemaat kavgası olamaz.

Ali Ünal’ın “Kurtuluşun anahtarı” başlıklı yazısı

Başka kapıya

Devlet imkanını elinde bulunduran statüko güvenlik endişesi oluşturarak halkın duygularını sömürmek, gerçek sorunları perdelemek istiyor. Topyekün şöyle demesinin tam zamanı: Haydi başka kapıya! Yani, gerçek sorunlarla yüzleşmeye! Halkın sefalete sürüklenmesine mukabil sizin lüks ve debdebe içinde zevk-ü sefa hayatı yaşamanıza bakalım vicdanlar daha ne kadar tahammül edecek?

Ekrem Dumanlı’nın “Başka kapıya” başlıklı yazısı

‘Kol koparan Davutoğlu’ talimat kayıtları nerede?

‘Yok hükmünde’ bir başbakanı var memleketin. Haliyle, dünya ‘Hoca’yı başbakan olarak görmüyor. Havuz medyasında bile Erdoğan’dan yer kalırsa kendine yer bulabiliyor. Böyle olunca da gündeme gelmenin yollarını arıyor. En maliyetsiz olanı paralel devlet yalanları ve Fethullah Gülen Hocaefendi’ye iftiralar.

Selçuk Gültaşlı’nın “‘Kol koparan Davutoğlu’ talimat kayıtları nerede?” başlıklı yazısı

Hal çaresi

Bu süreçte Anadolu insanının ferasetine duyduğu güven zedelenmiş olan bencileyin zevatın hal çaresi içtimai ilişkilerde “hüsn-ü zan, adem-i itimat” prensibine sarılmak; “muhabbete muhabbet, adavete adavet” düsturunu yeniden düstur-u hayat edinmek; Anadolu’nun tutkalı olmuş Yesevi-Mevlevi-Alevi karşılık beklemeyen sevgisine bir defa daha sarılmaktır. Kıssadan hisse tevhittir. Tevhit de azim bir hissedir.

Kerim Balcı’nın “Hal çaresi’ talimat kayıtları nerede?” başlıklı yazısı